Akçakale Hastanesi önünde gözaltındaki şahsın öldürülmesinde ihmal mi var?
Şanlıurfa'da hemen her gün yaşanan arazi kavgaları can almaya devam ederken bu olayların akabinde bazı ihmallerin de yaşanması halkın endişelerini daha fazla arttırıyor
Şanlıurfa'da hemen her gün yaşanan arazi kavgaları can almaya devam ederken bu olayların akabinde bazı ihmallerin de yaşanması halkın endişelerini daha fazla arttırıyor.
Kolluk Kuvvetlerinin gözleri önünde yaşanan olay, sıradan bir olaymış gibi haber bültenlerinde yer alırken ve yetkililerden ise olayla ilgili herhangi bir açıklama yapılmadı.
Gözaltına şahısların yaşam hakkının muhafaza edilmesi konusunda sitemize değerlendirmelerde bulunan Avukat İbrahim Bayram, önemli açıklamalarda bulundu.
"Devlet iki yönden yaşam hakkını garanti altına almalıdır"
Bir şüphelinin karakolda, hastane veya mahkemede yaşam hakkının ihlal edilmesinin devletin sorumluluğunda olduğunu belirten Bayram, "Yaşam hakkı, insanın en temel hakkıdır. Hiçbir şekilde ihlal edilemez; devlet dahi ihlal edemez. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 2. Maddesi ve Anayasa Mahkemesi 17.maddesi ile teminat altına alınmıştır. Devlet iki yönden yaşam hakkını garanti altına almalıdır. Bir negatif yükümlü vardır. Negatif yükümlü derken; devlet kendisi herhangi bir mahkeme kararı olmadan kişinin ihmalen veya kasten yaşam hakkını ihlal edemez. Bir de pozitif yükümlü vardır. Pozitif yükümlüde üçüncü kişi şahısların yaşam hakkını ihlal etmesini önlemek için bazı tedbirler alınmak zorundadır. Eğer ki devlet insan yaşamını garanti etmesi gerekirken özelde bir şüphelinin karakolda, da hastanede veyahut mahkemede yaşam hakkının ihlal edilmesi devletin sorumluluğundadır. Devlet o kişinin, şüphelinin veya sanığın yaşam hakkını garanti altına almalıdır. Bunun için gerekli olan her türlü tedbiri almak zorundadır." dedi.
Herhangi bir şüphelinin hastanede veya mahkemede öldürülmesinde çıkacak durumlardan bahseden Bayram, "Şüphelinin hastanede veya mahkemede öldürülmesi durumunda İhkak-ı Hak müessesi ortaya çıkmış olacaktır. Herkesin kendi hakkını kendisinin alması demektir. Böyle bir durum ortaya çıktığında ise o ülkede kaotik ortam ya da anarşist bir ortam ortaya çıkacaktır. Şüphelinin veya sanığın yaşam hakkı, devletin kontrolü altında olduğunu bahsettiğimize göre eğer ki gözaltında ya da tutuklu olan bir şahsın; hastane, mahkeme veya başka bir yerde üçüncü kişiler tarafından öldürülmesi durumunda kasti ya da ağır ihmali olan kolluk görevlilerinin cezai sorumluluğu ortaya çıkacaktır. Bunlar hakkında da soruşturma başlatılıp gerekli cezayı alması sağlanmalı. Hukuki yönde ise mağdur olan kişinin yakınlarının mağdur sıfatıyla tazminat hakları saklıdır." İfadelerini kullandı. (URFANINNABZI)