Cumanın Çocukları İbrahim'in Torunları
Toplumsal anlamda değerlerimizi bir bir yitiriyoruz
Toplumsal anlamda değerlerimizi bir bir yitiriyoruz. Öyle hadiseler yaşanıyorki insanım diyenin aklı duruyor. Dünya hırsı, mal, makam, mevki uğruna kardeş kardeşi, evlat anneyi, baba evladı gözünü kırpmadan öldürebiliyor veyahut itibarsızlaştırabiliyor. Olaysız, ölümsüz günümüz neredeyse yok. Kavgaların ardı arkası kesilmiyor. Anlaşma, uzlaşı ve iletişim kültürü gittikçe zayıflamış yerini tehditler, kavgalar ve öldürme kültürü almış. İnsanlık adeta bir boşlukta, çıkmaza girmiş, uçuruma yuvarlanma, bir çöküşe doğru gidişin işaretlerini taşıyor.
Bireysel çıkar düşüncesi zirveye ulaşmış. İnsanlar başıboş vurdum duymaz bir nesil haline gelmiş. Kendilerini güvende hissetmeyen, gelecek endişesi taşıyan, korkularla büyüyen bir nesil var karşımızda. Yarınlarımıza dair nasıl bir toplumsal yapının neşet edeceğini varın siz düşünün.
Dünü ve geleceği çalınan bir toplum var. Vaatler bir bir inkar ediliyor ve yerine getirilmiyor. Güzel günler maalesef bir türlü gelmiyor. Gün geçtikçe gençliğimiz her türlü sosyal, siyasal, kültürel, teknolojik materyal kullanılarak ifsad ediliyor.
Mekanizma ve otorite işlevsellik anlamında toplumsal birliktelik sözleşmesi etrafında gerekli tedbirleri almada, asayişi sağlamada çağın ruhuna uygun kendi öz değerlerinden sapmadan toplumsal kırılmaları önleyebilecek donanıma sahip iken maalesef gerekenler yapılmıyor ya da hep erteleniyor.
Otorite ve mekanizma bu hastalanmış bünyeye karşı projeler geliştirip bir an önce hayata geçirmelidir. İçsel ve dışsal sorun ve sıkıntıların tespiti noktasında fazla mesai harcanmalıdır.
Bu kısır döngüyü kıracak, her türlü ahlaki, siyasi, ekonomik yozlaşmaya karşı yarınlara bir umutla hep beraber yürüyelim.
Mesela;
Diyarı İbrahim Şanlıurfa’da Cuma 11.11 diye bir saat var.
Bu saatte toplumsal sorumluluk bilinci, ehliyet ve liyakat işleniyor, kentin ve ülkenin sorunları dile getiriliyor.
Sorun ve sıkıntılara karşı projeler geliştiriliyor, samimi, dürüst bir siyaset izleniyor. Islah ve inşa etme konuları ön planda. Hep birlikte neler yapılabilir anlayışıyla halka anlaşılır bir dille anlatılıp gerekli mercilere iletiliyor.
Bu minvalde onlara Cumanın çocukları İbrahim’in torunları diye hitap edersek sanırım yanılmış olmayız. Çünkü onlar bu çağa ışık tutacak bir potansiyele sahip. Vahiyle muhatap İbrahim’in mirasına sahip çıkmak gerekir. Birileri yakıp yıkarken, onlar inşa ve ıslah etme, serin ve selametli olma, diriltme derdinde.
Toplumları yarınlara ve çağlara emin ve sağlam adımlarla taşıyacak olan bu yürekli kadrolar çözüm kaynağı da sunarak, samimi, içten çalışan ve üreten bir anlayışa sahip.
Toplum olarak bu erdemli kadroya ihtiyacımız var.
Bu medeniyetin ruhunu diriltmek adına bu değerlerimize sahip çıkmak halk olarak hepimizin görevi olmalı ve önceliklerimiz arasına almalıyız.