Değerlendir Bu Fırsatı

TAKİP ET

Ticarette, eğitimde, yönetimde, evlilikte, makam ve mevkide ve hayatın her alanında zaman zaman kimi fırsatlarla karşılaşıyoruzdur

Ticarette, eğitimde, yönetimde, evlilikte, makam ve mevkide ve hayatın her alanında zaman zaman kimi fırsatlarla karşılaşıyoruzdur. İstersek yakalarız önümüze bir tepsi içinde sunulan fırsatları, istersek de elimizin tersiyle atarız bir kenara. Bunu yapabilme güç ve imkanı elimizde olduğuna göre hesaba çekileceğiz. Niye elinin tersiye ret ettin, niye dört elle sarıldın diye?

Hayatımızın belli dönemlerinde farkına varmayarak kaçırdığımız kimi fırsatlar için ah vah ettiğimiz, feryad-u figan bağırdığımız, dizlerimizi dövdüğümüz, gözyaşı döktüğümüz az değildir. Ardından bakakaldığımız, ah vah ettiğimiz kimi fırsatlar yaşadığımız hayat tünelinde zaman zaman farkına varmasak da ayaklarımızın altına seriliverir. Anlayacağınız kaçan kimi fırsatlar için çok da üzülmeye ve hüzünlenmeye gerek yok. Her birisiyle tıpkısı olmasa da ilerleyen vakitlerde karşılaşmamız imkan dahilinde. Ancak unutmayınız ki kimi fırsatlar tek kullanımlıktır. Yakaladın yakaladın, yoksa nemli gözlerle bakakalırsın ardısıra.

Peki dünyevi iş ve işlemler için kaçırılan fırsatlar olur da dini anlamda insanın kaçırdığı, ah vah ederek ardından gözyaşı döktüğü, dizini dövmeye sebep olan fırsatlar olmaz mı hiç?

Bugün sana soracağım asıl önemli soru şu; dini anlamda kaçırdığını düşündüğün fırsatlar var mı?

Eğer dini anlamda bir daha ele geçmeyecek fırsatlar olduğunu düşünüyorsan, o zaman sana hangilerini kaçırdığını sorabilirim? Üzüldün mü kaçırdığın fırsatlar karşısında? Dizini dövmek, gözyaşı dökmek, feryad-u figanı basmak zorunda kaldın mı kaçan her bir fırsat için? Ardısıra bakmak zorunda kaldığın her fırsat karşısında kaç sefer ah vah çekerek sabahladın?

Peki işlediğin günahlar, yediğin haramlar karşısında tevbe etme fırsatının olduğunu düşünüyor musun? İbadetleri zamanında yerine getirebilme fırsatı ve imkanı hala elimde diyebiliyor musun? Hacca gitme, zekat verme, sadaka dağıtma fırsatını yitirmediğini söyleyebilir misin? Yardım etmek için bir fakir, bir yoksul, bir yetim, bir öksüzle karşılaşmak istiyor musun? Belki de yardım etme imkan ve fırsatını ortadan kaldırdın kendi ellerinle. Kur'an ile, hadis ile, dini ilimler ile tanışma ve öğrenme fırsatını var mı?

Haramları ve günahları terk etme fırsatın mı kalmadı? Hayır ve hasenat yapma imkanından mı yoksunsun? Yoksa, evet yoksa iman etme fırsatını mı bir türlü bulamıyorsun kendinde? Karşı çıkamıyor musun ret etmen gerekenleri? “Bu kaçırdığım fırsatlar kaçırılmayacak fırsatlardı.” diyebiliyor musun çevrende seni can kulağıyla dinleyen dinleyicilerine?

Dün kayıp geçti elinden, yarın da henüz serilmedi önüne. Senin yaşadığın zaman dilimi sadece ve sadece içinde bulunduğun ândan ibarettir. O halde dün yapman gereken kimi işleri kaçırdığın doğru, yarına yetişip yetişemeyeceğinin garantisi de yok elinde. Bunu ne sen bilebiliyorsun ne de ben.
Şöyle bir öneriye ne dersin? İçinde yaşamakta olduğun ânı değerlendirebilirsin mesela. Bu fırsat henüz alınmadı elinden.

Her akşam dört elle sarıldığın tatlı uykundan bugün sabahleyin uyanamamış olsaydın ne yapacaktın? İşte o zaman, en önemli fırsatı kaçırdığını fısıldardım kulağına ancak o zaman da duyacağından pek emin değilim.

Bugün hayattaysan yeniden doğmuşsun demektir. Her an kaçabilecek bu nimeti değerlendirme imkanına ve fırsatına bugün yeniden kavuştuğunu niye kabul etmiyorsun?
Akşamleyin başını yastığa koyup gözlerini yumduğunda ölümden bir çeşit uykuya daldığını niye hep unutuyorsun. Hesabına mı gelmiyor yoksa hesabına mı uyduramıyorsun? Ne diyordu bizi yoktan var eden Yaratan; “Allah, ölüm vakitleri geldiğinde insanları vefat ettirir, ölmeyenleri de uykularında ölmüş gibi yapar. Ölümüne hükmettiklerini tutar, diğerlerini ise belli bir süreye kadar (hayata) salar. Kuşkusuz bunda iyice düşünenler için dersler vardır.” (Zümer/42) Kavuştuğun bu fırsatlar üzerinde derinden derine düşündün mü, yepyeni dersler çıkardın mı?

Unutma! Bir gün gelecek akşamleyin yumduğun gözlerini bir daha açamayacaksın. Ya da kendi kendine bir anlık nefes alamadığını tasavvur et. Kaçırdığını düşündüğün dünyaya ait hangi fırsatlar üzerinde ağlamaya devam edeceksin? Hala elde edemediğin diplomaya mı yanıyorsun yoksa kılamadığın namazlara mı? Kazanamadığın o faizli paraya mı kızıyorsun yoksa veremediğin o zekata mı? Belki de ah vah etmen gereken en önemli şey imanın sağlam olup olmadığıydı. Kontrol ettin mi bugün?

O gün dünyevi anlamda kaçırdığın fırsatların hiçbirine üzülmeyeceğini iyi biliyorum. Çünkü tüm kazandığını vermek isteyeceksin; “Halbuki birbirlerine gösterilirler. Günahkâr kişi, o günün azabı karşısında ister ki oğullarını, karısını, kardeşini, kendisini koruyup barındıran bütün ailesini ve yeryüzünde kim varsa herkesi fidye olarak versin de kendisini kurtarsın!” (Meariç/11-14) Ve şunu da iyi biliyorum ki dini anlamda kaçırdığın her fırsat için de dövüneceksin. "Onların, ateşin karşısında durdurulup, "Âh! keşke dünyaya geri gönderilsek de, bir daha Rabbimizin âyetlerini yalanlamasak ve inananlardan olsak!" dediklerini bir görsen! Hayır! daha önce gizlemekte oldukları şeyler (günahlar) kendilerine göründü. Onlar dünyaya geri gönderilseler bile, yine kendilerine yasaklanan şeyleri mutlaka tekrar yaparlardı. Onlar kesinlikle yalancıdırlar." (En'am/27-28)

Dövünmeden önce dini fırsatları ve imkanları değerlendir derim. Bu satırları okuyorsan hala yaşıyorsun ve eline bir tepsi içinde sunulan bir fırsat var demektir. O halde geriye dön ve hayatını bir şerit gibi gözlerinin önünden geçir. Yapman gerekirken yapmadıkların, yapmaman gerekirken yaptıkların muhasebesini bir yapıver? Dini anlamda sana lazım olanları yapmaya devam et, ahirette ayağına köstek olacak olanları da bir an evvel terk etmeye bak, derim.
Unutma bugün sana verilmiş son şans olabilir. Değerlendir bu fırsatı.

istanbul iski baraj