Gazeteci Ortakaya'dan Harran Üniveristesi'ne mağdur öğrenci için çağrı!
Gazeteci Rıdvan Ortakaya, geçtiğimiz günlerde Hilvan ilçesinde bir tarlada mercimek hasadı yapan iş makinesinin yüksek gerilim hattına takılması sonucu ağabeyini kaybeden, kardeşleri ise ağır yaralanan üniversite öğrencisi Mahsun Baytuk için Harran Üniversitesine çağrıda bulundu.
Gazeteci Rıdvan Ortakaya, geçtiğimiz günlerde Hilvan ilçesinde bir tarlada mercimek hasadı yapan iş makinesinin yüksek gerilim hattına takılması sonucu ağabeyini kaybeden, kardeşleri ise ağır yaralanana üniversite öğrencisi Mahsun Baytuk için Harran Üniversitesine çağrıda bulundu.
Ege Üniversitesinde okuyan Mahsun’un tedavileri devam eden ailesine bakmak için Harran Üniversitesine geçiş yapmak istediği fakat üniversite yönetiminin dilekçesini reddettiğini ifade eden Ortakaya, üniversite yönetimine çağrıda bulundu.
Bu olay Baytuk ailesini doğrudan etkilediği gibi Şanlıurfa kamuoyunu da derinden yaraladı
Sosyal medya hesabından Mahsun’un yaşadıklarını anlatan Ortakaya, “Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi 6’ıncı sınıf öğrencisi Mahsun Baytuk’un, Harran Üniversitesine mazeret nedeniyle geçmeye çalışması ve inisiyatif alamayan fakülte yöneticilerin oluşturduğu mağduriyeti sizinle paylaşıyorum. Hatırladığınız üzere 1 Haziran’da Şanlıurfa kamuoyunu meşgul eden bir olay yaşandı. 1 Haziran Cumartesi günü Şanlıurfa'nın Hilvan ilçesinde bir tarlada mercimek hasadı yapan iş makinesinin yüksek gerilim hattına takılması sonucu işçilerden Fatih ile ağabeyi Ozan Baytuk hayatını kaybetti, 3 kişi de ağır yaralandı. Bu olay Baytuk ailesini doğrudan etkilediği gibi Şanlıurfa kamuoyunu da derinden yaraladı. Hayatını kaybedenler, tıp fakültesi öğrencisi 24 yaşındaki Mahsun Baytuk’un kuzenleri olurken ağır yaralananlar ise kardeşleri. Mahsun Baytuk’un ağabeyi 29 yaşındaki Sefer’in kalçası, sırtı, iki bacağı, kafası ve göğsünde 3’üncü derece yanıklar meydana gelirken bir kolu da maalesef yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı! Hayatının baharında olan 17 yaşındaki Bengüzar’ın ise bacakları, ayakları, kalçası, göğsü ve kafasında 3’üncü derece yanıklar meydana geldi, ayak parmakları ise kesildi! 1 Haziran’dan bu yana Sefer ve Bengüzar’ın, Şanlıurfa Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavileri devam devam ediyor. Mahsun Baytuk’un babası ise 2 yıl önce yaşama gözlerini yumduğu için refakatçi görevi Mahsun’a kalmıştı.”
Ege Üniversitesinde okuyan Mahsun’un ailesine bakmak için Harran Üniversitesine geçiş yapmak istediği fakat üniversite yönetiminin dilekçesini reddettiğini ifade eden Ortakaya, üniversite yönetimine çağrıda bulundu.
Harran Üniversitesi Tıp Fakültesinden ret cevabı geldi
Mağdur olduğu kamuoyunca biline mahsun için inisiyatif alınması gerektiğini belirten Ortakaya, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Mahsun’un omuzlarına yaşanan acının yanı sıra refakatçi olarak bakmakla yükümlü olduğu kardeşlerinin de yükü binince Mahsun, ya okulu bırakacaktı ya da özel öğrenci olarak Ege Üniversitesinden Harran Üniversitesine geçiş yapacaktı. Yaşadığı durumu okuduğu üniversitenin yönetimine bildirir bildirmez, dilekçesi hemen onaylandı. Ancak Mahsun’un geçiş yapması için Harran Üniversitesinin de dilekçeyi kabul etmesi gerekiyordu. Harran Üniversitesi Tıp Fakültesinden ret cevabı geldi. Fakülte, başvurunun 3 hafta önce yapılması gerektiğini belirterek dilekçeye olumsuz yanıt verdi. Mahsun Baytuk, ne yaptıysa olumlu yanıt alamadı. Ulaşabildiği kim varsa ulaştı. Günlerce olumlu yanıt bekledi ancak bir türlü beklediği yanıtı bulamadı... Bir gazeteci olarak Mahsun, benden de yardım istedi. Ben de dekana mesaj çekerek yaşanan mağduriyeti özetledim. Ancak benim de mesajıma olumlu ya da olumsuz yanıt verilmedi. Şimdi soruyorum; Yetkililer inisiyatif alamaz mıydı? İnisiyatif alınarak birçok işin yapıla bileceği göz önündeyken hele hele üniversiteler gibi özerk kurumlarda bu mümkünken neden Mahsun için bu yapılmadı? Evet, geçiş için belirlenen bir tarih var, ancak özel bir durum olmasaydı Mahsun, zaten belirlenen tarihte geçiş müracaatını yapacaktı? Büyük bir mağduriyetin yaşandığı bu süreçte alınan inisiyatifin ne yasal ne de vicdani olarak bir sorumluluğunun olmayacağı ortada. Hala da geç kalınmış değil…”
Üniversite yönetiminin bu çağrıya nasıl karşılık vereceği ise henüz bilinmiyor.