İki Yol Var

TAKİP ET

Cenab-ı Hak Kur'an-ı Kerim' de 'İki apaçık yolu' (Hayır ve şer yollarını) göstermedik mi? (Beled/10) buyurmaktadır

Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’ de “İki apaçık yolu” (Hayır ve şer yollarını) göstermedik mi? (Beled/10) buyurmaktadır.
Yine Beled süresinden hareketle iman edenlerden olup birbirine sabrı tavsiye edenlerden, birbirine merhameti tavsiye edenlerden olanlar var ya işte onlar Ahiret mutluluğuna erenlerdir. Ahiret mutluluğundan kasıt müfessirlere göre amel defteri sağından verilen cennetliklerdir.
Âyetlerimizi inkâr edenler ise; kötülüğe batmış kimselerdir. Burada da kötülüğe batmış kimselerden kasıt amel defteri solundan verilen ve cehennemlik olanlardır.
Yine Fatiha süresinde, kendilerine nimet verdiğin kimselerin yoluna ilet; gazaba uğrayanların ve sapmışların yoluna değil. Demek sureti ile iki yolun olduğunu birinci yolun nimet verilen yani Kur’an-ı Kerim ve Rasulullah (s.a.v.)’in rehberliğindeki yol, ikinci yolun ise cehennemliklerin yolu yani doğru yoldan çıkmış, sapmış, sapıtmış ve gazaba müstahak olanların yolu olarak ifade edilmiş ve nazarımıza sunulmuştur.
Demek ki cennete gitmek istemenin yolu olduğu gibi, Cehenneme müstahak olmanın yolu da var.
Elbette ki cennete giden yolda meşakkat olacak, dikenli bir yol zor bir yolculuk olacağı aşikardır. Çünkü yolun sonunda cennet var, istirahat var, mutluluk var, neşe var, her türlü nimet var. Hüzün yok, tasa yok, borç yok, kırılma yok, hastalanma yok, üşüme yok, sıcaktan kavrulma yok, kandırılma yok vs. Hiçbir olumsuzluk yok.
Tüm bu güzellikler varken, dünyayı cennet gibi yaşayıp, ahiretini heba edip ikinci yolu, hüsran yolunu seçenlere Kur’an ne diyor; “Âyetlerimizi inkâr edenler ise; kötülüğe batmış kimselerdir. Üzerlerinde etrafı sımsıkı kapatılmış bir ateş vardır.” (Beled/19,20)
Evet iki yol var.
Birinci yol; Allah’ın razı olduğu yoldur. Kur’an-ı Kerim ve sünneti seniyyeye uyanların yolu. Allah’ın emirlerine amade olanların yolu. Yasakları kendine yasaklayanların yolu. Cennete giden yol, yani Hakkın, hakikatin yolu. İyiliğin, hayrın ve helalin yolu, salih amellerin yolu...
İkinci yol ise; Allah’ın razı olmadığı yol. Allah’ın emirlerine muhalefet edenlerin yolu. Cehenneme giden yol, şerrin yolu. Kafirlerin yolu. Müşriklerin yolu, Batılın yolu. Azgın ve sapmış kimselerin yolu. Haramı mubah görenlerin yolu. Yanlış ve sonu hüsranla bitecek esfelessafilin yolu...
Müslüman feraset ve basiret sahibidir. Doğruyu eğriden, hakkı batıldan, iyiyi kötüden ayırmasını bilen ve kendisi için doğruyu hakkı ve iyiliği seçen kimsedir.
Cennete giden yol Kur’an-ı Kerim de beyan edilmiştir. Allah’u Teala birçok ayette iman edip, salih ameller işleyenlerin cennete gideceğini bildirmiştir. Allah’a şirk koşanların, kafirlerin cehenneme gideceğini vurgulamıştır.
İman ve salih ameller cennete götüren vasıta olup, bu uğurda çekilen sıkıntıları sabırla karşılamak yine Müslümana yakışan tutum ve davranıştır.
Hakim belli hüküm bellidir. Yaratan ve yaşatan Allah’ın merhameti Mü’min kullarınadır. Ve tabi ki gazabı da kafirler içindir.
Allah-u Teala Kur’an-ı Kerimde cehennemliklerin özelliklerini anlattığı gibi, cennetliklerin de özelliklerini anlatır. Bazen kafirlerle alakalı anlatır sonra Mü’minleri anlatır, bazen de önce Mü’minleri anlatır sonra kafirleri. Maksat ne iyidir ne kötüdür. Kim iyidir kim kötüdür onu bilelim de ona göre hareket edelim. Cehennemden korkacağız ve haramları terk edeceğiz. Cennetle umutlanıp iyiliklerimizi ve ibadetlerimizi çoğaltacağız. Korku ve ümit arası bu olsa gerek...
Elbette kolay olmayacak bu kutlu yolun yolcusu olmak. Tabi ki sancılı olacak, zorluk ve meşakkat olacak ki biz peygamberlerin çektiklerine kıyas bile edemeyiz kendi çektiklerimizi...
Peygamberler ve ashabını Dini Mubin-i İslam’ın bize kadar gelmesi için nice zorluklar ve fedekarlık çektiler, bize de yaşamak düşüyor. Maalesef o da nefsimize ağır geliyor.
Canab-ı Hak bize uyarı ve öğüt olarak Kur’an-ı Kerimi Peygamber Efendimiz (s.a.v.) vasıtası ile bize ulaştırmış olup içinde ibret alacağımız birçok yaşanmış kıssayı dile getirmiştir. “Size bir uyarıcı gelmedi mi?” diye sorulduğunda hayır diyemeyiz artık! Evet! Geldi ama biz hakkıyla sahip çıkamadık. Evet! Bunun dışında da birçok ibretlik olayla karşılaştık dünyada iken, ama akıllanmadık yeterince.
Kabahati kendimizde ararsak kendimizi muhasebe ve muhakeme edersek bizi murakabe eden Allah’a hakkı ile kulluk yapmak için kolları sıvarız. Aksi halde hüsrana uğramak için düğmeye basarız Allah muhafaza!
Anlayacağız, yaşayacağız ve anlatacağız.
Hakkı hak bilip hakka tabii olacağız, batılı batıl bilip batıldan kaçınacağız.
Cennete giden yol, Allah’ın kanunlarını uygulamaktan geçer ve rızasına nail olmakla mümkündür. Başka da yolu yoktur.
Hak yoldan başka yol arayan cehennem zebanilerine yem olur.
Seçim tabi ki insana bırakılmış ancak aklını kullanan kendisini ve ailesini yakıtı insan ve taşlardan oluşan cehennem ateşinden kurtarmanın yoluna bakar.
Allah-u Teala kendi rızası için çalışan, bu uğurda zorluklara katlanan, nimetlere şükreden ve Allah’ı çokça zikreden kullarından eylesin! Akıbetimizi ve Ahiretimizi hayır eylesin!
Hesap gününde hesabını kolay kıldığı kullarından eylesin!
Amin...
Selam ve dua ile...

kayseri zincirleme trafik kazası