'Programların ahlakiliğinin denetimi için RTÜK'te Diyanet'ten iki kişi olmalı'
Şanlıurfa'da 91
Şanlıurfa'da 91.5 frekansında yayın yapan Radyo Urfa'da Sivil Toplumun Sesi canlı yayın programın katılan Mil Diyanet Sen Şanlıurfa Şube Başkanı Ömer Çapan, camiler ve cami imamları ile ilgili önemli konulara değindi.
Televizyon programlarının ahlaki olmasının çok önemli olduğuna dikkat çeken Çapan, "Bizler bu toplumun bir parçası olarak hepimizin bir ailesi var, çocukları var. Şu anda televizyonlarımız özellikle görsel medya izlenilecek gibi değil. Yani kanalları karıştırdığımızda ailece oturup izleyebileceğimiz bir dizi, bir film bulamıyoruz. Haber aralarında verilen reklamlarda bile çocuklarımızın zihinlerini bulandıracak görüntüler karşı karşıya kalabiliyoruz. Bu yüzden biz Mil Diyanet Sen olarak RTÜK'ün içinde film, reklam ve görüntülerin ahlaki olarak uygun olup olmadığını kontrol etmek için Diyanet İşleri Başkanlığında en iki üye olması gerekir ki onlar ahlak denetimini gerçekleştirsinler. Biz bunu gündeme getirdik ve en üst perdede getirmeye devam edeceğiz. Çünkü bu büyük bir ihtiyaçtır." diye konuştu.
Diyanet İşleri Başkanının verdiği hutbeden dolayı davalık olduğunu hatırlatan Çapan, dini anlatmakla görevli olan din görevlilerinin verdikleri mesajdan dolayı soruşturmaya tabi tutulmaması için minber dokunulmazlığının yürürlüğe girmesi gerektiğini ifade etti.
Çapan, "Diyanet İşleri Başkanlığımız bir hutbe irad ettiler. Hutbesi yüzünden bir kesim tarafından suç duyurusunda bulunuldu, iftiraya varacak kadar hakarette bulunuldu. Ve hakkında dava açıldı. Biz bundan dolayı dini anlatmakla görevli olan din görevlileri, camilerde, hutbelerde vermiş oldukları sohbetlerden dolayı, Kur'ani mesajlarından dolayı herhangi soruşturmaya ve takibata uğramamalıdır. Nasıl ki bugün nasıl ki milletvekillerimiz siyasi bir dokunulmazlığa sahiplerse aynı şekilde minber dokunulmazlığı dediğimiz dokunulmazlığın gerçekleşmesi gerekir. Çünkü zaman zaman bu konularda ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Bugün yirmi kişilik bir ekip tarafından hazırlanan hutbelerimiz var. Bazen faizden bahsederken birileri farklı tarafa çekiyor. Müstehcenlikten bahsederken, LGBT'den bahsederken yine birileri rahatsız oluyor. Bu yüzden Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından hazırlanan bu hutbelerin kürsü dokunulmazlığı kapsamında korumaya alınması lazım." şeklinde konuştu.
Son dönemlerde cami, Kur'an Kursu ve cami imamlarına yönelik ipe sapa gelmez saldırıların yapıldığını belirten Çapan, bu saldırıların cami imamlarının samimi gayretleri ve halkın camilere olan bağlığıyla boşa çıkacağını dile getirdi.
Bir kamu kurumu olan camilerin de diğer tüm kamu kurumları gibi elektrik faturalarının merkezi bütçeden karşılanması gerektiğini altını çizen Çapan, şöyle devam etti:
" Bir Müslüman kardeşimiz camiye geldiği zaman evinde rahat ettiği kadar camide rahat etmesi gerekir. Oturup kalkmasıyla, kütüphanesiyle orada öyle rahat etmesi gerekir ki oraya gelsin. Bu anlamda malumunuz Urfa bu saatten sonra çok sıcak ve yakında Yaz Kur'an Kurslarımız başlayacak. Birçok öğrencimiz velileriyle camiye gelecekler. Bu sıcak havalarda çocuklarımızı camide tutmak için ellerimizi kumandaya atacağız klimalarımızı açacağız. Ama bizler hala korkarak ellerimizi kumandalara atıyoruz. Klimaları açamıyoruz. Bunun da sebebi faturalarımızın çok yüksek gelmesinden dolayı ve halen Kur'an Kursu ve camilerin elektrik faturalarının merkezi bütçeden ödenmemesidir. Bizle bunun mücadelesini veriyoruz. Sağlık kurumlarının, Milli Eğitimin, KYK yurtlarının faturaları merkezi bütçeden ödeniyor. Ama camilerin elektrik faturaları ödenmiyor. Bu konuda cami cemaatine, cami imamına yüklenilmiş durumda. Bizler de çoğu zaman camilerimizde üzülerek, sıkılarak istemesek de cami cemaatimizden para talep ediyoruz elektrik faturası için. Malum ekonomik kriz var. Halkın durumu da ortada. Bu yüzden bizler Mil Diyanet Sen olarak Enerji Bakanıyla görüşmeler gerçekleştirdik. Onlar da bizi Hazine Bakanlığına yönlendirdiler." (URFANINNABZI)