Suriye ile normalleşme için karşılıklı olumlu adımlar atılmalı
Rudaw'a konuşan Kırboğa, 'Mesela Beşar Esad'in halkına karşı barışçıl bir adımı var mıdır ? Buna bakmamız lazım, bununla ilgili bir çalışması var mıdır? İkinci bir husus; Beşar Esat ve yönetimi Suri
Rudaw'a konuşan Kırboğa, “Mesela Beşar Esad'in halkına karşı barışçıl bir adımı var mıdır ? Buna bakmamız lazım, bununla ilgili bir çalışması var mıdır? İkinci bir husus; Beşar Esat ve yönetimi Suriye'nin tüm topraklarına hakim midir? Suriye toprakları üzerinde konuşabiliyor mu? Üçüncüsü; Türkiye'ye karşı olumlu bir mesajı var mıdır? Buna bakmak lazım. Eğer bu şartlar varsa görüşme şartları vardır ve görüşülebilir ama bütün bu saydığım üç ana maddenin hiçbir tanesi şu anda ortada yok” dedi.
“Hiçbir etnik grup dışlanmamalı”
“Böyle bir durumda akla şu geliyor; Rusya terör örgütü üzerinden Beşar Esad’ı meşrulaştırmak istiyor” diyen Kırboğa, şunları kaydetti:
“Suriye Türkiye'nin elini siyasi arenada bükmek istiyor. Böyle bir durumda İdlip’te Fırat Kalkanı'ndaki Suriyelilerin gösterilerine şahit olduk. Yeniden bir mülteci akınıyla karşı karşıya da gelebiliriz. Türkiye'de zaten var olan mülteciler üzerinden çok ciddi propagandalar yürütülüyor. Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması lazım yani çözüm paketi olarak 3 madde gerçekleşirse, Beşar Esad bu adımları atarsa biz de diyoruz ki bu birazdan sayacağım birkaç madde gerçekleşirse tabii ki görüşülebilir. Bu sonsuza kadar gidecek değil. Bu sorun çözülmesi lazım. Ama bu sorunun çözülebilmesi için Suriye topraklarının bütünlüğünün korunması lazım. Suriye halkı ile barışık yeni bir dönem açılması lazım. Burada Kürtlerle, Türkmenlerle, Sünni Araplarla, Dürzilerle ve diğer farklı etnik yapılarla bir bir müzakere edilmesi lazım ve bu hakların isteklerini yerine getirilmesi lazım. Suriye’de ulusal uzlaşı kapsamında hiçbir etnik grup dışlanmamalı. Kürtler Türkmenler, Sünni Araplar ve diğer etnik yapıların dışlanmaması gerekiyor. Bunun alt yapısı hazırlanmalı. BM kararlarının uygulanması lazım ve geçiş hükümetinin kurulması lazım. Bu geçiş hükümeti içerisinde yeni bir anayasa, bütün etnik yapıları kapsayacak bu şartların altyapısını oluşturulması lazım. Yeni bir anayasa ile birlikte mültecilerin dönüşünün Birleşmiş Milletler gözetiminde sağlanmalı. Bu şartlar yerine getirirse tabii ki görüşülebilir.”
Şükrü Kırboğa, “Şu an itibariyle Beşar Esad'ın Türkiye'ye karşı olumlu bir tavır geliştirdiğini görmedik. Suriye'de hakim değil. Bizim 900 kilometre sınırımız var. Bu sınırın hiçbir yerinde bir tane Suriyeli asker göremezsiniz. Bu açıdan böyle bir durumda görüşülmesinin uygun olmadığını düşünüyoruz. O şekilde hareket etmek sadece sorunu kısa süreli pansuman çözümlere kavuşturmak demektir. Ateşi söndürmeden, oradaki tarafları rahatlatmadan oradaki insanların güven ve huzuru içerisinde yaşayacak alanları oluşturmadan alınacak tedbirler kısa süreli ve çözüm getirmeyen tedbirler olacaktır” dedi.
Bölgenin daha uzun süreli çözüme barışa ve huzura ihtiyacı olduğunu vurgulayan Kırboğa, “100 yıldır bu bölgede sıkıntılar yaşanıyor. Bu bölgenin saydığım maddelerle çözüme kavuşması gerekiyor. Ortaya çıkan gösterilerde Türk bayrağını yakmaya kadar varacak girişimler oldu. Bu da Türkiye'ye karşı bir güvensizliğin ortaya çıktığını gösteriyor. Belki ortada farklı bazı provokasyonlar da olabilir ama bu insanlar sonuçta Türkiye'ye güvenmişlerdi. Yaşananlar bir hayal kırıklığına neden olmuştu. Bunu sokakta görmek de mümkün. Dolayısıyla bir güven zaafı oluşmuştur” yorumunu yaptı. (RUDAW)