Birçok televizyon kanalında yayımlanan dizilerde İslami değerlerin ve sembollerin kötü gösterilmesi özellikle aile yapısını bozarak toplumun yararından çok zararına hizmet ediyor.
Türkiye'de özel televizyon kanallarının yaygınlaşmasıyla başlayan çok çeşitli programlarla birlikte rekabet de her geçen gün artıyor. Birçok televizyon kanalında yayımlanan dizi, film ve programlar maalesef toplumun yararından çok zararına hizmet ediyor.
Özellikle son 20 yılda artan yayın çeşitliliğiyle birlikte yapılan olumsuz yayınlara yaptırım uygulanmaması, ahlaki yozlaşmaya sebebiyet veren dizi ve filmlerin daha da artmasına neden oldu.
Toplumu ayrıştıran, kutuplaştıran ve ötekileştiren yayınların yanı sıra dizi ve filmlerde özellikle kötü karakterlerin İslami giyimli, sakallı, cübbeli ve imam rolünde olması, İslami değerlere hakaret edilmesi toplumu ifsat etmekte ve aile bağları zayıflamakla beraber çarpık ilişkileri normalleştirilmektedir.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun aile ve ahlak yapısına zarar veren dizilere cezayı vermesi gerektiğini vurgulayan Kurt, gerekirse bu tür dizilerin yayından kaldırmasını ifade etti.
"RTÜK'ün bu tür dizileri özellikle incelemesi gerekiyor"
DİN-BİR-DER Şanlıurfa Şube Başkanı Hacı Kurt
Aile ve kişinin ahlaki yapısını bozan dizi ve filmlerin yayından kaldırılması gerektiğine dikkat çeken Kurt,
"Bu diziler dinimizi ve ahlakımızı hedef almıştır"
Müslümanların İslam'a hakaret dizileri izlemesi gerektiğini belirterek diziye verilecek zamanın hayırlı bir işte harcanmasını dile getiren Kurt,
"Bunların kastı İslami bir topluma bir hücumdur"
Dizilerde özellikle İslami değerlere hakaret edildiğini ifade eden Kurt,
Türkiye'de özel televizyon kanallarının yaygınlaşmasıyla başlayan çok çeşitli programlarla birlikte rekabet de her geçen gün artıyor. Birçok televizyon kanalında yayımlanan dizi, film ve programlar maalesef toplumun yararından çok zararına hizmet ediyor.
Özellikle son 20 yılda artan yayın çeşitliliğiyle birlikte yapılan olumsuz yayınlara yaptırım uygulanmaması, ahlaki yozlaşmaya sebebiyet veren dizi ve filmlerin daha da artmasına neden oldu.
Toplumu ayrıştıran, kutuplaştıran ve ötekileştiren yayınların yanı sıra dizi ve filmlerde özellikle kötü karakterlerin İslami giyimli, sakallı, cübbeli ve imam rolünde olması, İslami değerlere hakaret edilmesi toplumu ifsat etmekte ve aile bağları zayıflamakla beraber çarpık ilişkileri normalleştirilmektedir.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun aile ve ahlak yapısına zarar veren dizilere cezayı vermesi gerektiğini vurgulayan Kurt, gerekirse bu tür dizilerin yayından kaldırmasını ifade etti.
"RTÜK'ün bu tür dizileri özellikle incelemesi gerekiyor"

Aile ve kişinin ahlaki yapısını bozan dizi ve filmlerin yayından kaldırılması gerektiğine dikkat çeken Kurt,
"Dizi görsel bir sanattır. Sinema ABD'de Hollywood adı altında kümelenmiştir, Türkiye de ise Yeşilçam sinemanın sektör mahallidir. Özellikle bu diziler 'İslamiyet bizi geri bıraktı, aileyi boş verip flört hayatı yaşayın, keyfinize bakın' diyerek bir 'Z kuşağı' oluşturmayı amaçlıyorlar. Özellikle Müslümanlar bunlara seyirci kalmamalı ve bu tür dizileri izlememelidir. Ülkemizde RTÜK diye bir kurumumuz var. Bu kurumun da belli görevleri vardır. RTÜK'ün bu tür dizileri özellikle incelemesi gerekiyor. Aile ve ahlak yapımıza özellikle menfi yönde zarar veren bu dizilere cezayı verilmesi gerekiyor. Bu tür dizileri yayından kaldırması gerekir." dedi.
"Bu diziler dinimizi ve ahlakımızı hedef almıştır"
Müslümanların İslam'a hakaret dizileri izlemesi gerektiğini belirterek diziye verilecek zamanın hayırlı bir işte harcanmasını dile getiren Kurt,
"Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç 'Savaş cephede ölünce değil düşmana benzeyince kaybedilir' diye güzel bir sözü var. Kültür olarak düşmana benzersek o zaman savaşı kaybederiz. Bu diziler dinimizi ve ahlakımızı hedef almıştır. Bunlara karşı gereken önemi vermeliyiz. Sinema sektörü gerçekten çok etkin bir sektördür. ABD, sinema ve diziler aracılığı dünyada yaptığı zulümleri insanlara şirin gösterdi. Müslümanların o sinemaları izlemeye zamanı olmamalı. 2-3 saat o dizilerin filmlerin karşısında kalınca elimize ne geçiyor? Allah'ın verdiği ömür, sayılı gündür ve bir sermayedir. Müslümanlar film ve dizilere harcayacağı zamanı daha hayırlı işlerde harcamalı. Kur'an-ı Kerim, hadis ve siyer okusun. Özellikle kadınlar bu konuya dikkat etsin. Ölçümüz Kur'an-ı Kerim'dir. Bunun dışındaki şeyler bizim muhalifimizdir." şeklinde konuştu.
"Bunların kastı İslami bir topluma bir hücumdur"
Dizilerde özellikle İslami değerlere hakaret edildiğini ifade eden Kurt,
"Kemal Sunal'ın filmlerinde 'İnek Şaban' ismi kullanılıyordu. Neden Şaban ismi inek olarak kullanılıyor, başka isim mi yok? Bunların kastı İslami bir topluma bir hücumdur, dini aşağılamaktır. Sarık ve cübbe giydirdikleri oyunculara hoca rolü verip filim içerisinde yalan, fitne ve kötülük yaptırıyorlar. Böylelikle insanların bilinçaltına 'din böyledir, din adamları böyledir' şeklinde gösterip bir algı oluşturuyorlar. Şeytandan rahmet beklenmez. Şeytan, şeytanlığını yapar. Müslümanlar ayık, akıllı ve özellikle Feraset sahibi olmalı." diye konuştu.