Yazar İkbal'dan Üstad Said Nursi'nin naaşının bulunması için Cumhurbaşkanı Erdoğan'a çağrı!
Şanlıurfa'da naaşının mezarından kaçırılan Bediüzzaman Said-i Nursi'nin naaşının mezarına tekrar iade edilmesi için oturma eylemi başlatıldı.
İman hakikatlerini anlatan, Risale-i Nur eserinin müellifi Üstad Bediüzzaman Said Nursi, 23 Mart 1960 tarihinde Şanlıurfa'da vefat etmişti.
Üstad Said Nursi vefatının ardından Balıklıgöl Dergâh (Mevlid-i Halil) Camii yanında defnedildi.
Dönemin hükümeti tarafından Üstad'ın Dergâh Camisi'nde bulunan kabri parçalanmış, kabirden çıkarılan Üstad'ın naaşı, kimsenin bilmediği bir yere götürülmüştü.
Şanlıurfa Medya Yazarları Derneği Onursal Başkanı Abdulkadir İkbal, Bediüzzaman Said Nursi'nin mezarı başında bir basın açıklaması yaptı.
Abdulkadir İkbal, oturma eylemi başlatacağını Bediüzzaman Said Nursi'nin naaşının getirileceğine kadar oturma eylemine devam edeceğini söyleyerek seslerinin duyulması için başka çarelerinin kalmadığını belirtti.
"Bu hem İslami hem insani bir meseledir"
İkbal, " Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin 63 yıl evvel mezarının kırılarak cesedinin başka yerlere götürülmesi 63 yıl devam eden bu zulüm artık bitmesi gerek. Hükümetten bir ricamız var. Lütfen bu zulme bir son verin. Menderesin cesedi geldi, Nazım Hikmet Ahmet Kaya içine cesedi içinde uğraşıldı olmadı. Fakat Said Nursi dünyanın en büyük âlimlerindendir. Urfa’yı arzu etmiştir. Dolaysıyla bu zulmün bitmesi gerekiyor. Benim Sayın Cumhurbaşkanından bir ricam var. Bu fotoğraf Reisi Cumhura bir şey anlatıyor sanırım. Eğer Said Nursi meselesini hallederse hakkım yerden göğe kadar helal olsun. Halletmese bu fotoğrafla beraber ahirete gidecektir, diye kendisine hatırlatmak isterim. Onun için hükümetten de muhalefetten de ricamız var. Bu sadece bir siyasi parti meselesi değildir. Bu hem İslami hem insani bir meseledir. Dolaysıyla ben saygılarımı arz ediyorum." dedi.
"Said-İ Kürdi Hazretleri büyük bir insan ve şahsiyettir"
Avukat Sıdkı Zilan ise Üstad Said Nursi'nin kemalizme karşı büyük bir mücadele verdiğini ifade ederek şunları söyledi:
"Said-İ Kürdi Hazretleri büyük bir insan ve şahsiyettir. İslam âlemi ve bizim halkımız için ve Urfa için de önemli bir meseledir. Büyük bir eziyet etmişler. Vefat edip ölen hiçbir dünyevi davası kalmaz. Ona bir ceza veremesin. Buralarda büyük önemli bir koruyucumuzdur. Zulümle birkaç ay sonra mübarek naaşını götürmüşler şu ana kadar da söylemediler. Bazılarını Bediüzzaman'ın yerinin bilinmemesini manipülasyon ediyorlar. O bilerek Urfa’ya geldiler. Onun maksadı Urfa da kalmaktı. Buralardan sürgün edilmiş ama hep bu Van, Diyarbakır, Elâzığ gibi hep memleket hasreti çekmiştir. Kendi diyarlarından gitmeyi can u gönülden istemediler, her ne kadar gittiği yerlere hizmet için gitmiş olsalar bile… Bediüzzaman öyle bir şahsiyettir ki Türklerde, Kürtlerde, Arap’ta ecnebi ’de onu çok seviyorlardı. Hem insani meselelerde hem de bize göre büyük bir filozoftur, büyük bir âlimdir. Sosyolojimize göre, inancımıza göre, Risale-i Nur çok büyük bir eserdir. Konu şeffaftır, kemalizme karşı şiddette dayalı olmayan büyük bir mücadele vermiştir. Bu yapılan büyük bir insani şiddet suç ve hukuksuzluktur. Bu bütün Türkiye’yi alakadar eden bir durumdur. Özellikle bir lakabı Said-i Kürdi olması hesabı ile Kürtleri de alakadar etmektedir. Tüm dünyada barış ve adalet isteyen biridir. İslam’ın manası da barıştır, selamettir."
"Gerçekten bu ayıpla daha fazla yaşanmaması gerekiyor"
Avukat Nurullah Küçükoğlu ise "Her ne kadar bugün Said-i Nursi Kürdi için burada toplanmışsak da maalesef bu bir politika. Bugün Şeyh Said'in de mezarı kayıp, Seyyid Rıza'nın da mezarı kayıp; fakat Bediüzzaman'ınkinde çok daha ağır bir insanlık suçu var. Burada mezar belli, burada 110 gün sonra 27 Mayıs cuntası zulmen, cebren kardeşine bir evrak imzalatıyorlar. O şekilde de buradan gece naaşı alıp götürüyorlar. Gerçekten bu ayıpla daha fazla yaşanmaması gerekiyor." diyerek bu işin takipçisi olmaya devam edeceklerini ifade etti.
Hem iktidar partisine hem de ana muhalefet partisine bir çağrıda bulunan Küçükoğlu, "Helalleşme, yüzleşme, adalet bu gibi yerlerden başlar." dedi.
İnsani Yardım Platformu Başkanı Osman Gerem ise Üstad Said Nursi'nin Şanlıurfa'ya misafir olduğunu söyleyerek misafirin hakkını korumanın Şanlıurfa'nın üzerinde bir borç olduğunu aktararak "Yetkililerden şunu istiyoruz; ne olur misafirimizi tekrar bize iade edin. Hakkımız olduğunu düşünüyoruz. Sağken korkutunuz ama hiç olmazsa ölüsünden çekinmeyin." diye konuştu.
HABER MERKEZİYazar Kemalettin Oğuzlu da "Bediüzzaman'ın mezarı belli ama naaşı meçhuldür. Naaşın mezara iade edilmesi bir insanlık gereğidir. Dün insanlık suçunu işleyen her kimler varsa bugün sahiplenmemek de o kadar suçtur. Elinde etki, yetki, belge, bilgi ne varsa herkes imdanına koşmalı. Bütün Urfalıları çağrısıdır; Bediüzzaman'ın mezarı bellidır, naaşının mezarına iade edilmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.
